Vicdan Vakfı'ndan "Objektifin Vicdanı: Fotoğraf Sanatı Üzerine Bir Söyleşi"
- İletişim
- 21 Haz
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 gün önce
Vicdan Vakfı Kültür Sanat Komisyonu'nun 21 Haziran Cumartesi günü Vicdan Vakfı Merkezi'nde gerçekleştirdiği ve YouTube'dan canlı yayınlanan "Objektif Vicdan: Fotoğraf Sanatı Üzerine Bir Söyleşi" etkinliği büyük ilgi gördü. Vakıf Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun moderatörlüğünü yaptığı söyleşide, Vicdan Vakfı Denetim Kurulu Üyesi ve gönüllüsü, fotoğraf sanatçısı Uğur Karaduman misafir konuşmacı olarak yer aldı.
Uğur Karaduman, en az 30 yıldır fotoğraf sanatına tutkuyla bağlı olduğunu belirterek, lise yıllarında babasının hediye ettiği fotoğraf makinesiyle başlayan bu yolculuğun hayatını nasıl şekillendirdiğini paylaştı. Türkiye'nin dört bir yanını gezip görme şansı bulduğu kamu görevi sırasında, ülkenin fotoğrafik zenginliğini keşfetme fırsatı yakaladığını vurguladı.
Söyleşide fotoğraf sanatı, günümüzdeki yeri ve önemi, sanatçının sorumluluğu ve Vicdan Vakfı'nın fotoğraf sanatına neden önem verdiği gibi birçok kritik konu ele alındı.

Fotoğraf Sanatının Derinlikleri
Karaduman, fotoğrafı "ışıkla resim çizme" olarak tanımlayarak, insanlık tarihinden günümüze kadar bir şeyleri kaydetme arzusunun fotoğrafın keşfedilmesiyle farklı bir boyut kazandığını belirtti. Fotoğrafın sadece bir belge veya anı kaydetmekten öte, duygu, kültür ve bilgi aktaran güçlü bir araç olduğunu ifade etti. "Bir fotoğraf bin kelimeye bedeldir" sözünü hatırlatarak, fotoğraf karesinin binlerce laftan daha etkili olabildiğinin altını çizdi.
Her Makine Tutan Fotoğrafçı mıdır?
Uğur Karaduman, "eline enstrüman alan herkes müzisyen olmadığı gibi, eline fotoğraf makinesi alan herkes de fotoğraf sanatçısı olmaz" diyerek, fotoğrafın sanatsal bir değer taşıması için teknik bilgi, estetik ve tecrübe (TED) gerektiğini vurguladı. Sanatçının dünyayı yorumlama ve estetik değerler oluşturma çabasıyla ortaya çıkan bir eserden bahsetti. Fotoğrafın görsel sanatlar içerisinde yakın zamanda kabul gördüğünü ve dijitalleşmenin etkisiyle sanat dünyasında önemli bir yer edindiğini ekledi.
Sanatçının Toplumsal Sorumluluğu
Söyleşinin en çarpıcı bölümlerinden biri, sanatçının toplumsal sorumluluğu üzerineydi. Karaduman, sanatçının eserlerini toplum için ürettiğini, acıları duyurmak, sevinçleri çoğaltmak, kültürü yaymak ve insanlığın gelişimine katkıda bulunmak gibi önemli görevleri olduğunu belirtti. Picasso'nun "sanat insan ruhunun tozunun alınmasıdır" sözünü hatırlatarak, sanatın insan ruhunu besleyen ve vicdanı eğiten bir araç olduğunu vurguladı.
Vicdan Vakfı ve Fotoğraf Sanatı
Moderatör Ömer Faruk Gergerlioğlu, Vicdan Vakfı'nın fotoğraf sanatına neden önem verdiğini açıklarken, fotoğrafın vicdan kavramını somutlaştırarak insanlarda bir uyanış, hissetme ve idrak etme oluşturabileceğine inandıklarını belirtti. Uğur Karaduman ise Vicdan Vakfı'nın fotoğraf çalışmalarına Kasım 2024'te başladığını ve şu anda iki dönemdir 5'er haftalık temel fotoğraf eğitimleri düzenlediklerini aktardı.
Vifot (Vicdan Vakfı Fotoğraf Topluluğu) adıyla kurulan kulüpte, eğitim alan 25'e yakın arkadaşın bulunduğunu ve ilerleyen dönemlerde bu sayının artırılacağını müjdeledi. Topluluk olarak "Ayın Fotoğrafı" ve "Vicdan Fotoğrafçılığı"gibi yeni kavramlar üzerinde çalıştıklarını dile getirdi. Vicdan fotoğrafçılığının, acıları resmetmek yerine örnek vicdani davranışları ve güzellikleri pozitif bir bakış açısıyla fotoğraflayarak dünyaya yaymayı hedeflediğini açıkladı.
"Tetiğe Değil Deklanşöre Bas!"
Uğur Karaduman, Vicdan Vakfı Fotoğraf Topluluğu'nun düzenlediği "fotoğraf safarileri"nin ardındaki anlamlı sloganı paylaştı: "Tetiğe değil, deklanşöre bas!" Bu sloganla, doğaya, canlılara ve insanlara zarar vermeden, etik kurallar çerçevesinde fotoğraf çekmenin önemine vurgu yapıldı. Fotoğrafın bir "görme eğitimi" olduğunu belirterek, detayı fark etmenin ve beyninde fotoğrafı görmenin önemini anlattı.
Gelecek Planları ve Katılım Çağrısı
Vicdan Vakfı Fotoğraf Topluluğu, bu yıl içerisinde "Vicdan Fotoğraf Yarışması" düzenlemeyi ve ardından bir sergi açmayı planlıyor. Uğur Karaduman, yarışmaya dışarıdan katılımlar olabileceği gibi, daha çok eğitim alan öğrencileri teşvik etmeyi hedeflediklerini belirtti.
Fotoğraf sanatına ilgi duyan herkesi Vicdan Vakfı'nın düzenlediği eğitimlere ve fotoğraf topluluğuna katılmaya davet eden Karaduman, başvuru yapmak isteyenlerin Vicdan Vakfı web sitesindeki etkinlikler bölümünden fotoğraf eğitimine başvuru formunu doldurabileceklerini duyurdu. Ayrıca fotoğraf eğitimi almış ve portfolyosu olanların da topluluğa katılabileceğini ekledi.
Söyleşi sonunda izleyicilerden gelen "Ara Güler'in rastgele çekilen fotoğraflar daha güzeldir sözü ne anlama geliyor?", "Gelişmiş bir fotoğraf makinesi ressamın beynine benzer mi?" ve "Neden fotoğrafçı olmalıyım? Fotoğrafçılık insana ne katar?" gibi sorulara da doyurucu yanıtlar verildi. Özellikle fotoğrafçılığın insanı daha duyarlı, farkındalık sahibi ve empatik bir birey yaptığı vurgulandı.
YouTube da canlı izlemiştim. Bana yeni bakış açıları kazandırdı.