Vicdan Vakfı'ndan Unutulmaz Bir Babalar Günü: Farklı Kimliklerden Babaların Yürek Burkan Hikayeleri
- İletişim
- 15 Haz
- 4 dakikada okunur
15 Haziran 2025 Pazar günü, Vicdan Vakfı, "Babalar Günü" vesilesiyle toplumsal vicdanı harekete geçiren, duygu yüklü bir etkinliğe imza attı. Vakıf Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun moderatörlüğünde gerçekleşen canlı yayın söyleşisinde, Abdülbaki Erdoğmuş'un yorumlarıyla zenginleşen ve Türkiye'nin dört bir yanından katılan babaların yaşadığı acı dolu hikayeler dinleyicilerle paylaşıldı.
Etkinlik, Babalar Günü'nün geleneksel kutlamalarının ötesine geçerek, çeşitli zorluklarla boğuşan, çocukları için mücadele eden, ancak seslerini yeterince duyuramayan babaların sesi olmayı hedefledi.

Her Babalığın Kendi Hikayesi Var
Açılış konuşmasında Ömer Faruk Gergerlioğlu, kendi babalık deneyiminden bahsederek, babalığın erişilmez bir mertebe olduğunu ve bu duyguya ulaşmanın mutluluğunu dile getirdi. Ancak bu özel günde, çocukları cezaevinde olan, evlat acısı yaşayan, kimlik veya yönelim farklılıkları nedeniyle zorluklarla karşılaşan, engelli çocuklarının geleceği için kaygılanan babaların varlığına dikkat çekti. Vicdan Vakfı olarak bu babaların sesini duyurmak, empati köprüleri kurmak ve toplumsal vicdanı uyandırmak istediklerini vurguladı.
Yürekleri Dağlayan Anlatımlar
Söyleşide sırasıyla söz alan babalar, kendi özgün ve trajik hikayelerini paylaştılar:
Ahmet Bey (Osmaniye): "Kelimeler Yetersiz, Adalet Arayışım Bitmeyecek" Ahmet Bey, İzmir'de elim bir elektrik akımı faciasında hayatını kaybeden tıp fakültesi öğrencisi kızı Özge Eren'in tarifsiz acısını paylaştı. Yaklaşık bir yıldır adalet mücadelesi verdiğini, ancak ihmaller zincirinin ve taraflı bilirkişi raporlarının önlerine set çektiğini anlattı. "İnsan hayatı bu kadar önemsiz olmamalı, suçlular korunmamalı" diyerek, kamuoyundan destek beklediğini belirtti.
İsmail Ateş (Alevi Kimliği ve Çocuklarının Tercihleri): "Tek Kimliğe Mahkum Edilen Bir Coğrafya" Bir Türkmen Alevi babası olan İsmail Ateş, ülkedeki çok kültürlü yapının reddedilerek tek kimliğe dönme çabasının kendilerine yaşattığı zorlukları dile getirdi. Çocukluğunda Alevi kimliği yüzünden hissettiği baskılardan, oğluna Kürtçe isim koyduğu için ailesiyle yaşadığı tartışmaya kadar birçok deneyimini aktardı. Özellikle Madımak katliamına değinerek, ülkedeki adalet sisteminin eksikliklerine ve siyasi mülahazaların adaletin önüne geçmesine dikkat çekti.
Yasin Yıldız (Askeri Öğrenci Babası): "Oğlumuz 9 Yıldır Zindanlarda, Cumhurbaşkanına Sesleniyorum!"Askeri öğrenci oğlu 15 Temmuz sonrası haksız yere cezaevine konulan Yasin Yıldız, 9 yıldır süren adalet mücadelesini aktardı. Oğlunun bir komutan emrine uyarak olaylara sürüklendiğini, ancak "anayasal düzeni bozma" gibi ağır suçlamalarla karşı karşıya kaldığını belirtti. Adil bir yargılanma talebiyle çırpındığını, ancak "bir elin" çocuklarını hapisten çıkarmak istemediğini ifade ederek Cumhurbaşkanı'na seslendi ve gençlerin geleceğinin karartıldığını vurguladı.
Atilla Dirin (LGBTİ+ Bir Bireyin Babası): "Korku İkliminde Güven Vermek" LGBTİ+ bir bireyin babası olan Atilla Dirin, çocuğunun yıllarca gizlediği cinsel yönelimini açıklamasının ardından yaşadığı şoku ve süreçteki değişimleri anlattı. Çocuğunun sokağa atılma, dışlanma korkusuyla 18 yaşını beklemesini yürek burkan bir detay olarak aktardı. Türkiye'de ve dünyada LGBTİ+ bireylerin karşılaştığı ayrımcılığa, şiddete ve yok sayılmaya değinerek, ailelerin çocuklarına koşulsuz destek olmasının önemini vurguladı. Kendi gibi ailelere destek olmak amacıyla kurdukları Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği'nin faaliyetlerini anlattı.
Üsame Elbuişi (Suriyeli Sığınmacı Baba): "Bitmeyen Kaygılar: Kimlik ve Gelecek Mücadelesi" Suriye'deki iç savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınan Üsame Elbuişi, ülkesinde yaşadığı bombalama korkusu ve sürekli yer değiştirme deneyimlerinin yanı sıra, Türkiye'deki bürokratik engelleri ve yeni doğacak bebeğine kimlik çıkarma mücadelesini anlattı. Eşinin ve çocuğunun kimliksizlik nedeniyle hastane hizmetlerinden yararlanamaması gibi vahim durumları paylaşan Elbuişi, Suriye'nin şu anki durumu ve geri dönüş kaygıları hakkında da bilgi verdi. Hayatındaki belirsizliğe rağmen çocuklarının geleceği için mücadele etmeye devam ettiğini belirtti.
Aziz Gülhan (Otizmli Çocuk Babası): "Görünmez Engelliler ve Toplumsal Duyarsızlık" Otizmli bir kız çocuğu babası olan Aziz Gülhan, Türkiye'deki engelli bireylerin ve ailelerinin yaşadığı zorluklara dikkat çekti. Otizmin nedeninin bilinmediğini ve tedavisinin olmadığını, ancak toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladı. Engelli çocukların aileleri tarafından eve hapsedilmek zorunda kaldığını, devlet yardımlarının yetersizliğini ve eğitimde yaşanan sorunları dile getirdi. "Sevgi her engeli aşar" gibi sloganların anlamsızlığını, "cennetliksiniz" diyenlere "bize de yardım edin, cennetlik olun" yanıtını vererek, empati yerine hak temelli bir yaklaşımın önemini vurguladı. En acı talebin ise "çocuğum benden sonra ölsün" dileği olduğunu aktardı, çünkü ebeveynler öldükten sonra çocuklarına kimin bakacağı kaygısını yaşıyor.
Hakkı Alagöz (15 Temmuz Mağduru Baba): "Yılların Zulmü ve Aile Faciası" 15 Temmuz darbe girişimi sonrası eşi ve çocuklarıyla birlikte ağır travmalar yaşayan Hakkı Alagöz, yaşadığı acıları paylaştı. Gece yarısı ev baskınıyla gözaltına alınışı, kızının yaşadığı psikolojik çöküntü, eşinin rahatsızlanışı ve uzun yıllar cezaevinde kalışı gibi detayları anlattı. Kızının uyuşturucu bağımlılığına sürüklenmesi ve trajik bir şekilde annesini kaybedip ardından intihar etmesi gibi tarifsiz acıları dile getiren Alagöz, diğer oğluyla ilgili de 15 Temmuz mağduru olarak devam eden cezaevi sürecini ve oğlunun kanserle mücadelesini paylaştı.
Ortak Acılar, Ortak Mücadele Çağrısı
Söyleşinin yorumcusu Abdülbaki Erdoğmuş, babaların trajik hikayeleri karşısında duyduğu derin üzüntüyü dile getirerek, Vicdan Vakfı ve Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun vicdanın sesi olma misyonunu takdir etti. Ülkedeki adaletsizliğin bir beka sorunu haline geldiğini, yargının siyasallaşmasının trajedileri derinleştirdiğini vurguladı. KHK uygulamaları, 15 Temmuz sonrası yaşanan mağduriyetler, Alevi ve Kürt vatandaşların sorunları gibi birçok alanda adaletsizliğin hüküm sürdüğünü belirtti.
Erdoğmuş, asıl sorunun toplumun adaletsizliği kanıksaması ve herkesin yalnızca kendi acısını yaşaması olduğunu ifade etti. "Trajediler ortaktır, acılarımız ortaktır, sorunlarımız ortaktır" diyerek, ortak sorunlara karşı birlikte sahiplenme ve direnme çağrısında bulundu. Birbirini tanımayan, dinlemeyen ve dokunmayan bir toplumda vicdanların karardığını, bu tür etkinliklerin ise bu karanlığı aydınlatmada hayati rol oynadığını ekledi.
Babalar günü etkinliği, katılımcıların birbirlerinin hikayelerinden duydukları empati ve farkındalıkla son buldu. Vakıf Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Vicdan Vakfı olarak bu tür "vicdan buluşmalarına" devam edeceklerini, herkesin "ben merkezci" değil, "herkes merkezci" bir bakış açısıyla sorunları anlaması ve çözüme odaklanması gerektiğini vurguladı.
Bu duygu dolu ve önemli etkinlik, babaların yaşadığı görünmez acıların toplumsal gündeme taşınması ve vicdanların uyanması adına atılmış çok değerli bir adım oldu.
Comments