Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun İnsan Hakları Okulunda: Sivil, Demokratik ve Özgürlükçü Bir Anayasa
- İletişim
- 5 Şub
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 10 Şub
ANAYASA HUKUKU UZMANINDAN DERİNLEŞTİRİLMİŞ ANALİZ
Vicdan Vakfı’nın düzenlediği online İnsan Hakları Okulu kapsamında, 5 Şubat 2025 Çarşamba günü “Sivil, Demokratik ve Özgürlükçü Bir Anayasa” başlıklı ders gerçekleştirildi. Dersi, Antalya Milletvekili ve Anayasa Hukuku profesörü Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun verdi. Meclis çalışmaları yanı sıra akademik alandaki uzmanlık birikimini de aktaran Yazıcı Özbudun, katılımcılara Türkiye’de anayasa yapım süreci, mevcut hükümet sistemi ve hukuk devleti temelinde değerlendirmelerde bulundu.

1982 ANAYASASI’NDAN SİVİL ANAYASA ARAYIŞINA
Dersin ilk bölümünde Prof. Dr. Yazıcı Özbudun, 1982 Anayasası’nın askerî müdahale sonrası otoriter bir iklimde kabul edildiğini vurgulayarak, 1990’lı ve 2000’li yılların başlarında yoğunlaşan “sivil anayasa” tartışmalarının tarihsel arka planını anlattı. Askerî yönetim gölgesinde hazırlanan 1982 Anayasası yerine, siyasal ve toplumsal uzlaşıya dayanan yeni bir anayasanın elzem görüldüğünü belirten Yazıcı Özbudun, bu dönemde TÜSİAD, Barolar Birliği ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarınca hazırlanan anayasa taslaklarının büyük ilgi gördüğünü hatırlattı.
367 KRİZİ VE 2017’DE YAŞANAN DÖNÜŞÜM
Yazıcı Özbudun, 2007 yılındaki “367 Krizi”nin, anayasal sistemdeki çarpıklıkları ve yürütme-yasama ilişkisindeki sorunları gün yüzüne çıkardığını belirtti. O dönem yapılan halk oylamasıyla Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesine geçilirken, Türkiye’nin özgün bir “yarı-başkanlık benzeri” modele evrildiğini söyledi. Bu sürecin devamında 2017 Anayasa değişikliği ve ilan edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne değinen Yazıcı Özbudun, “Bu sistem, yargının bağımsızlığını ve kuvvetler ayrılığı ilkesini zayıflatarak denetlenemeyen, geniş yetkilere sahip bir yürütme erki yaratmıştır,” dedi.
HUKUK DEVLETİ VE ÖZGÜRLÜKLER İÇİN PARLAMENTERİZME DÖNÜŞ ÖNERİSİ
“Sivil” kavramının, salt askerî yönetime karşı siviller tarafından yapılmış bir anayasa fikrini çağrıştırsa da, 2017’de sivillerce hazırlanan değişikliğin askeri anayasadan daha otoriter sonuçlar doğurabildiğine dikkat çeken Yazıcı Özbudun, anayasa yapımında asıl meselenin hukukun üstünlüğünü merkeze almak olduğunu vurguladı. Ayrıca, “Tam kapsamlı bir anayasa çalışmasından önce, demokratik bir tartışma ortamının ve yargı bağımsızlığının temin edildiği, gerçek bir parlamenter sistemi merkeze alan kısmi değişikliklere gidilmesi gerekiyor,” diyen Prof. Dr. Yazıcı Özbudun, ancak bu şekilde çoğulcu ve katılımcı bir iradenin yeni anayasayı özgürce şekillendirebileceğini söyledi.
KATILIMCI SORULARI VE SONUÇ DEĞERLENDİRMESİ
Yaklaşık bir saat süren dersin sonunda, öğrenciler ve katılımcılardan gelen sorularla interaktif bir oturum gerçekleşti. Basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, kanun yapım süreçlerindeki aksaklıklar ve ifade hürriyeti konularının öne çıktığı bu bölümde, Yazıcı Özbudun mevcut sistemde temel hakların anayasal güvenceye rağmen uygulamada daraldığını ifade etti. “Mevcut anayasa metninde özgürlük alanları genişletilmiş olsa da, anayasal denetim ve fren-denge mekanizmaları zayıflatıldığı için haklar kâğıt üzerinde kalıyor,” diyen Yazıcı Özbudun, katılımcılara hukuka dayalı mücadele yöntemlerini sürdürmelerini tavsiye etti.
FARKLI DİSİPLİNLERLE ZENGİNLEŞEN DERS PROGRAMI
Vicdan Vakfı İnsan Hakları Okulu’nun çevrim içi ders programı; hukuk, sosyoloji, siyaset bilimi, insan hakları, sivil toplum çalışmaları gibi farklı disiplinlerden konuşmacılarla devam edecek. Etkinlikler hakkında bilgi almak ve programa katılmak isteyenler, vakfın resmî web sitesi ve sosyal medya hesaplarını takip edebilir.
Yorumlar