Vicdan Buluşmaları 8

27 Nisan 2024'te Vicdan Vakfı'nın düzenlediği Vicdan Buluşmalarının sekizinci toplantısı, empati, ortaklaşma ve toplumsal duyarlılık temasıyla Ankara'daki vakıf merkezinde gerçekleşti. Bu buluşma, farklı yaşam öyküleri ve deneyimlerle, toplumsal barışın sağlanmasında vicdanın ve empatinin önemini vurgulayan bir platform oldu.

Cemal Yıldırım, bireysel eylemleriyle tanınan bir isim. Yıldırım, Alevi ve Kürt kimliği taşıyan seküler bir aileden gelmesine rağmen, devrimci hareket içerisinde yaşadıklarıyla, özellikle OHAL döneminde zorla kaçırılan farklı kimliklerden insanlar için yaptığı eylemlerle dikkat çekti. Bu süreçte, muhafazakâr, Kürt, ve Alevi gruplar arasında gelişen ortak anlayışın değerini vurguladı.

Salih Dedeoğlu, önceden sünni muhafazakar bir çevreden gelen bir öğretmen. Cezaevinde yaşadığı zorlu süreçler ve bu süreçte tanıştığı Alevi bir müdürün gösterdiği dostane yaklaşım, onda derin bir empati ve özeleştiri duygusu uyandırdı. Şu an eşi de yargılanan ve dosyası Yargıtay aşamasında olan Dedeoğlu, toplumsal adalet ve eşitlik konularında duyarlılığını koruyor.

Mehmet Can Çağlayan, Diyarbakır'da büyüdüğü ve ayrımcılığa tanık olduğu çocukluğundan başlayarak, MAZLUMDER'de başörtüsü ve Kürt meselesi gibi konularda çalışmalar yaptı. Çağlayan, toplumsal kutuplaşmanın ana sebeplerinden birinin devletin ötekileştirme üzerine kurulu ideolojisi olduğunu dile getirdi.

Son olarak, Adnan Vural, insan hakları aktivisti ve sağlık emekçisi, içsel vicdanının ve haksızlıklara karşı duruşunun, zorbalığa rağmen onu cesur adımlar atmaya yönelttiğini anlattı. Kürt, Alevi ve Komünist bir ailede ve çevrede büyüyen Vural, İstanbul'da sendikal faaliyetler ve hak mücadelesi alanında etkin rol aldı.

Vicdan Buluşmaları, toplumun farklı kesimlerinden gelen bireylerin, yaşam deneyimleri üzerinden vicdan ve empati meselelerini ele alışını ve bu değerlerin toplumsal barışın sağlanmasındaki kritik rolünü bir kez daha gözler önüne serdi. Her bir konuşmacının hikayesi, toplumsal katılımın ve aktivizmin, bireysel ve toplumsal dönüşümde nasıl bir katalizör işlevi görebileceğini ortaya koydu. Bu buluşma, birbirinden farklı hayat hikayelerinin, ortak bir vicdani anlayış etrafında nasıl kenetlenebileceğinin canlı bir örneğini sundu.