Vicdanın Perdesi Cannes'da Aralandı: Sinemacılardan Soykırıma karşı güçlü bir duruş

Cannes Film Festivali, her yıl sinema dünyasının en parlak yıldızlarını ve en dikkat çekici yapımlarını ağırlar. Ancak bu yılki festival, kırmızı halının ışıltısının ötesinde, insanlığın ortak vicdanının da güçlü bir şekilde sesini yükselttiği bir platforma dönüştü. Vicdan Vakfı'nın bu haftaki örnek vicdan davranışı olarak seçtiği anlamlı olay, 380'den fazla sinemacının Gazze'de yaşanan soykırımı protesto etmek için sergilediği birlik ve dayanışma örneği oldu.

Sinemanın büyülü atmosferinde, dünyanın en acı gerçeklerinden birine karşı yükselen bu ses, kelimenin tam anlamıyla "örnek" bir davranış sergiledi. Farklı coğrafyalardan, farklı kültürlerden gelen yüzlerce sinemacı, sanatın evrensel dilini kullanarak Gazze'deki masum sivillerin yaşadığı tarifsiz acılara dikkat çekti. Onlar, sadece birer sanatçı değil, aynı zamanda insanlığa karşı işlenen bu ağır suç karşısında sessiz kalmayı reddeden duyarlı bireyler olduklarını gösterdiler.

Bu cesur protesto, sadece Filistin halkının yaşadığı derin travmayı gündeme taşımakla kalmadı, aynı zamanda uluslararası toplumun bu trajedi karşısındaki sessizliğine de güçlü bir eleştiri niteliği taşıdı. Sinemacılar, sanatın sadece eğlendirmek ve düşündürmekle kalmayıp, aynı zamanda adaletsizliklere karşı durma ve farkındalık yaratma gücüne sahip olduğunu bir kez daha kanıtladılar.

Vicdan Vakfı'nın bu anlamlı dayanışmayı haftanın örnek vicdan davranışı olarak seçmesi, sivil toplumun ve sanat camiasının bu tür duyarlı eylemlerinin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Sanatın ve sanatçının toplumsal sorumluluğunu bu denli güçlü bir şekilde yerine getirmesi, umut ve dayanışma duygularımızı pekiştiriyor.

Festivalde ayrıca, Gazzeli foto muhabiri Fatıma Hassona'nın ölümü de kınandı. 25 yaşındaki Hassona, İranlı yönetmen Sepideh Farsi tarafından Cannes'da prömiyeri yapılacak olan "Ruhunu Eline Al ve Yürü" adlı belgeselin ana karakteriydi. Hassona, belgeselin Cannes seçkisinin bir parçası olarak duyurulmasından bir gün sonra, geçen ay evine düzenlenen İsrail hava saldırısında 10 aile üyesiyle birlikte hayatını kaybetmişti

Cannes'da yükselen bu vicdan çığlığı, umarız ki sadece sinema dünyasında değil, tüm dünyada yankı bulur ve Gazze'de yaşanan insanlık dramına karşı daha güçlü bir sesin yükselmesine vesile olur. Unutmayalım ki, sanatın ve vicdanın birleştiği noktada, umut her zaman yeşerme potansiyeline sahiptir.