top of page

Vicdanla Dolu İki Yıl: Birlikte Büyüyor, Birlikte İyileşiyoruz


Bundan tam iki yıl önce, küçük bir tohum ektik. Bu tohumun adı "vicdan"dı. Toplumun en çok ihtiyaç duyduğu, kimliklerin, inançların ve siyasetin ötesinde hepimizi birleştiren o ortak duyguya adanmış bir fidan yeşertme hayaliyle yola çıktık. Dün, Vicdan Vakfı'nın ikinci yaşını kutlamak için bir araya geldiğimizde, o fidanın artık dallanıp budaklanan genç bir ağaca dönüştüğünü hep birlikte gördük. Bu sadece bir kutlama değil, aynı zamanda vicdan yolculuğumuzun bir muhasebesi, bir dertleşmesi ve geleceğe dair umutlarımızı tazelediğimiz bir enerji buluşmasıydı.

ree

Güne, Vakıf Yönetim Kurulu Başkanımız Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun ilham verici konuşmasıyla başladık. Kendisinin de ifade ettiği gibi, Vicdan Vakfı fikri, siyasi kumpaslar sonrası atıldığı cezaevinin duvarları arasında filizlenmişti. Bu durumun gösterdiği gibi, bazen en zorlu anlar, insanlık için en hayırlı başlangıçlara vesile olabiliyordu. Vakfımızın temel felsefesi de bu fikre dayanıyor: Kimliklerin birbiriyle çatıştığı bir dönemde, tüm insanlığın ortak paydası olan vicdan kavramıyla hareket etmek. Başkanımızın da belirttiği gibi, vakfımızın çatısı altında Türkü, Kürdü, Ermenisi, Alevisi, Sünnisi, dindarı ve ateistiyle her kesimden insan başımızın tacıdır.


Vakıf Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız Melih R. Çalıkoğlu ise bu felsefeyi hepimizin aklına kazınan o harika "soğan" metaforuyla özetledi. Hepimizin ırk, din, unvan, cinsiyet gibi dış katmanları olduğunu, ancak bu katmanları soyduğumuzda, soğanın kalbinde herkesi eşitleyen o öze, yani vicdana ulaştığımızı söyledi. İşte vakfımızın amacı, tam da o öze ulaşmak ve bu yolda sosyal, ruhsal ve kültürel fayda üretmektir.


Vakıf Başkanımızın açılış konuşmasını dinlemek için aşağıdaki resme tıklayın:


ree



İğneyle Kuyu Kazarak Yeşerttiğimiz Başarılar


Geride bıraktığımız iki yılda, Başkanımızın deyimiyle "iğneyle kuyu kazarcasına" sabırlı ve kararlı bir çalışma yürüttük. Sadece Ankara'daki genel merkezimizle sınırlı kalmadık; farklı illerden ve ülkelerden aramıza katılan gönüllülerimizle halkamızı genişlettik. Bu süreçte hep birlikte önemli işlere imza attık:

ree

  • Hikayeleri Ölümsüzleştirdik: İki yıllık emeğimizin en somut meyvelerinden biri olan "Vicdan Hikayeleri"kitabımızı gururla sunduk. Başkanımızın da vurguladığı gibi bu kitap, bir yazarın masa başında değil, bir Barış Annesi'nin, çocuğu askerde katledilen bir Ermeni annenin, bir Roman vatandaşımızın ve daha nicesinin acılarının, sıkıntılarının süzgeçten geçirilmesiyle ortaya çıktı. Hatta bu vesileyle Vicdan Vakfı Yayınları'nı kurarak kendi yayınevimizin de temelini attık.

  • Türkiye'nin Hafızasını Kayda Geçiriyoruz: Başkanımız, son yıllarda kendisine gelen 4.000'e yakın mektubu telif hakkı vakfımıza ait olmak üzere bağışladı. Bu mektuplar, Türkiye'de başka hiçbir kurumda olmayan nadide bir arşivi oluşturuyor. Şimdi bu arşiv üzerinde yapay zeka gibi modern yöntemlerle çalışarak Türkiye'nin vicdanını sızlatan olaylara ışık tutacak benzersiz bir çalışma yürütüyoruz.

  • Eğitimle Bilinci Artırıyoruz: Türkiye'nin saygın entelektüellerinin katılımıyla üçüncüsüne başladığımız İnsan Hakları Okulu ile özellikle 18-35 yaş arası gençlere ulaşıyor, insan hakları bilincini yaygınlaştırıyoruz.

  • Gençlerle Geleceği İnşa Ediyoruz: Genç Vicdan grubumuz, kimlikleri çatıştıran değil tanıştıran harika bir "Kimlik Oyunu" tasarladı. Ayrıca bu topraklarda konuşulan 27 farklı dili yaşatmak amacıyla başlattığımız ve ilki Kürtçe olan dil kurslarımızla kültürel zenginliğimize sahip çıkıyoruz.



Samimi Bir Muhasebe: Neleri Başaramadık?


İkinci yıl dönümümüzü sadece bir kutlama olarak görmedik. Konuşmaların ve pasta kesiminin ardından kollarımızı sıvadık ve en değerli varlığımız olan gönüllülerimizle bir araya geldik. Dört gruba ayrılarak "Neyi başardık, neyi başaramadık?" sorularına samimiyetle cevap aradık.

ree

Bu özeleştiri seansında, gönüllülerimizin değerli görüşleriyle şu noktalar öne çıktı:

  • Kurumsallaşma ve Temsil: Çalıştay notlarımızda da belirtildiği gibi, vakfımızın henüz tam anlamıyla kurumsallaşamadığı ve büyük oranda Başkanımız Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun ismiyle anıldığı gerçeğiyle yüzleştik. Bu değerli liderliğin yanında, vakfın mesajını taşıyacak 3-4 farklı yeni yüzün ve sözcünün olması gerektiği ortak görüşümüz oldu.

  • Gönüllü Katılımı ve Yerel Örgütlenme: Gönüllülerimizin katılımını sürekli ve aktif kılmakta zorlandığımızı ve farklı şehirlerde yerel gruplar kurma konusunda henüz başarılı olamadığımızı tespit ettik.

  • İmaj ve Odak: Gönüllülerimizin de işaret ettiği gibi, toplumda sadece "KHK ile ilgilenildiği" yönündeki imajı tam olarak kıramadığımızı ve mağdur olmayan kesimleri yeterince kucaklayamadığımızı konuştuk.

  • Görünürlük ve İmkanlar: Medya hesaplarımızı daha etkin kullanamadığımız ve maddi sıkıntılar gibi konuların da üzerinde durduğumuz zorluklar arasında olduğunu samimiyetle paylaştık.


Bu eleştiriler, birer başarısızlık nişanesi değil, aksine daha iyisini yapma konusundaki kararlılığımızın ve şeffaflığımızın bir kanıtıdır. Mutfak ağzına kadar yemek doluyken, masalara servis yapmakta eksik kaldığımızın farkındayız ve bu servis kanallarını hep birlikte açacağız.


Geleceğe Umutla Bakış


Vicdan Vakfı olarak acelemiz yok. Vakıf Yönetim Kurulu Başkanımızın konuşmasında altını çizdiği gibi, bizler anlık tepkilerle hat bildiren değil, Osmanlı dönemindeki vakıflar gibi 500-700 yıl sonrasını hedefleyen, bu topraklarda vicdanı kökleştirmeyi amaçlayan bir anlayışla çalışıyoruz. Önümüzdeki yol uzun, ancak ikinci yılımızda bir araya gelen bu güzel topluluğun gözlerindeki ışık, en büyük gücümüz.


ree

Bu buluşma, bizlere bir kez daha gösterdi ki Vicdan Vakfı, duvarları olan bir bina değil, kalpleri birbirine bağlı insanların oluşturduğu yaşayan bir organizmadır.


Siz de bu ailenin bir parçası olmak, insanlığın ortak paydası olan vicdanı yüceltmek için bize katılın. Unutmayın, Başkanımızın da dediği gibi, "Vicdan Vakfı sizin evinizdir". Gelin, gönüllümüz olan (https://www.vicdanvakfi.org/gonullu-ol) ve bu vicdan meşalesini hep birlikte daha yükseklere taşıyalım.


Nice vicdanlı yıllara!

2 Yorum


Merhaba vicdan gönüllüleri naçizane önemli gördüğüm bir eksikten bahsetmek istiyorum.Yakın bir dostuma vicdan vakfından bahsettim biraz sitenizde dolaştırıp temel olarak nelerle iştigal ettiğinizden bahsettim fikrini almak istediğimde öncelikle iki temel eksikten bahsetti birincisi vakfın ANKARA dışında herhangi bir ofis yada bürosunun olmaması ikincisi ' ki bu daha önemli bir tespitti vakfın ağırlıklı olarak KHK ve mütedeyyin kesime yönelik bir hassasiyetiniz olması.(bu sadece arkadaşımın fikri) çalışmalarınızda başarılar diler aklın ve vicdanın hakim olduğu bir dünya temenni ederim.

Beğen

Nice yıllara. Ağlayan birinin gözyaşını silmek bu dünyada ki en güzel işlerden biridir.🥰

Beğen
bottom of page