top of page

HAFTANIN ÖRNEK DAVRANIŞI: Sumud Filosu Eleştirilerine Muhammed Emin Yıldırım´ın Verdiği Cevap



Vicdan Vakfı gönüllüleri olarak her hafta dünyadan bir vicdan davranışını seçiyor ve görünür kılmaya çalışıyoruz. Bu hafta öne çıkan davranış, bizzat kendi inanç çevresinden gelen eleştiriler karşısında sessiz kalmayan; doğrudan, açık ve vicdani bir dille yanıt vererek, hakikati en yakınına karşı da söyleme cesareti gösteren bir duruşun ifadesidir.


Bu haftanın vicdanlı davranış örneği: Muhammed Emin Yıldırım


Muhammed Emin Yıldırım, Kaynak: TV5
Muhammed Emin Yıldırım, Kaynak: TV5

Ne Olmuştu?

20 Eylül 2025 tarihinde farklı milletlerden ve inançlardan yüzlerce insan, Gazze’ye yönelik uzun süredir devam eden ablukayı delmek ve insani yardım ulaştırmak için yola çıkan Küresel Sumud Filosu’nda bir araya geldi. Bu filoda Türkiye’den de birçok katılımcı vardı. Bunlardan biri de, araştırmacı yazar ve Siyer Vakfı kurucusu Muhammed Emin Yıldırım’dı.

Yıldırım’ın içinde bulunduğu teknede, kadın-erkek, Müslüman-Hristiyan veya hiç inanmayanfarklı yaşam tarzlarına sahip insanlar aynı karede yer aldı. Bu görüntüler Türkiye’deki bazı çevrelerde tepkiyle karşılandı. Kimileri, bu tür bir insani yardım girişiminde mahremiyetin gözetilmediğini, “İslami ölçülere aykırı” olduğunu öne sürerek katılımcıları hedef aldı.

Tam da bu noktada, Muhammed Emin Yıldırım Bey bu eleştiriler karşısında sessiz kalmayarak cevap verdi.


Ne Dedi?

“…Ben de Türkiye'deki bazı kardeşlerime bunu söylüyorum. Utanmıyor musunuz ya siz bu meseleyi konuşuyorsunuz? Utanmıyor musunuz halen bu meseleleri gündem ediyorsunuz? Gazze de binlerce insan şu anda halen enkazın altında. İki milyarlık İslam ümmetisiniz. Siz o fıkha uygun bir biçimde mahremiyet esaslarını koruyarak bir filo düzenleseydiniz biz de ona katılsaydık. Onu yapamamışsınız. Her türlü şeyden geri durmuşsunuz. Şimdi kalkmış o işte burun kıvırarak alay ettiğiniz elin gavuru dediğiniz adamlar bu işi yapmış. Biz de o elin gavuruna mecbur kalmışız, bu filoya katılmışız. Yok mahremiyet meselesi, yok bilmem şu meselesi, yok bilmem bu meselesi. Hele bazılarının söylediği sözleri duydunuz bu süreçte. Bu Kürsüden söylemek bile istemiyorum onları…

Neden Bu Davranış Seçildi?

Çünkü bu açıklama, odak kayması yaşanan bir tartışmayı yerli yerine oturttu.

Yıldırım, Gazze gibi bir kriz ortamında tali meselelere takılıp yaşanan acılara ve aktivistlerin bu süreçteki emeklerinin göz ardı edilmesine itiraz etti. Yardım taşıyan bir filoyu değil, o filoya katılanların kıyafetini, duruşunu, fotoğrafını konuşanlara "önceliklerimizi unuttuk" dedi.

Bunu yaparken ne savunmaya çekildi ne de dışlayıcı bir dille konuştu. Aksine, "bu görevi biz üstlenemedik" diyerek özeleştiri verdi ve bir vicdan muhasebesi sundu.

Bu tavır, fikri bir netlik ve ahlaki sorumluluk taşıdığı için seçildi.

 

bottom of page